19 Aralık 2012 Çarşamba

Leylekler bazen yuva değiştirirler...


Taşınmayı sevmiyorum.. Gerçekten hiç sevmiyorum...

Taşınma önceliği evi bulmak değil, onu zaten bi şekilde buluyorsunuz. Günlerce sokak sokak gez, emlakçılarla muhattap ol, ev sahipleri “bekara verilecek evim yok, sen üç günde bir eve erkek getirirsin” desin, evi çok beğen “tutuldu” desinler, kaybol, ağla... Bunlar gerçekten dert değil.

Dertler evi bulduktan sonra başlıyor. Öncelikle taşıma şirketi dediğimiz ya çok para alıp donunuzu bile katlayıp yerine koyan adamlar, ya da az para alıp sadece taşıyan adamlar arasında seçim yapıp birini bulmanız gerekiyor.

Ben de buldum. Ama taşıma şirketini değil, papazı bulmuşum tam olarak.

Gün, taşıyıcı amcaların önce evi bulamamasıyla başladı. Tamam, bu çok sık başıma gelen bir şey. Çünkü (eski) evin sokağıyla aynı isimde çok yakınımda bir sokak ve bir de cadde var. Bu adres bulamama mevzusu ilk ortaya çıktığında, acı çekerek öğrenmiştim.

Evi buldular ve geldiler. Tıkır tıkır paketliyorlar ilk bakışta. Yalnız bırakmayacak olan arkadaşlarımın ilki geldi, laklaka verdik kendimizi. Sürekli bi çay isteniyor ama bu da normal geliyor. Alışığım, ilk taşınmam değil bu. Taşıyan adamlar hep çay isterler.

Evin yarısı paketlendi, kamyonun dolduğunu ve ikinci turu yapacaklarını söylediler. Hayhay, evler yakın... Huysuzlanmakla birlikte yapacak bir şey yok.

Daha sonra kalanlar için ekstra para istediler, “kalanı da gelsin bakarız” diyerek yolladım geri. Neyse getirdiler, getirdiler ama yine para diye tutturdular. Gecenin bir yarısına kadar kavga, hakaret, tehdit, her şeyi içeren enfes bir taşınma oldu.

Hiç bir şeyi yerine koymadılar, eşyalarım hasar gördü, dolaplar düzgün kurulmadı, her şeyi evin bir yerlerine karman çorman yığıp yığıp gittiler.

Şimdi gelelim dertlere...

Dert  bir... Bu ev nasıl temizlenecek?

Bilmiyorum. Parça parça temizliyorum. Şu an lavabolar ve giderlere açıcı döktüm, beklemedeyim. Çünkü sabah banyoyu yıkamaya başladığımda gördüm ki yerdeki gider bana mısın demiyor. 

Dert iki.. Tesisat ve elektrik işlerini kim yapacak?

Sitenin kadrolu tesisatçı ve elektrikçisi varmış. Bu güzel haber ama adamların gelebilmesi için önce ortalığı temizlemek lazım. Anne bunu bana sen bulaştırdın! Adamlar gelmeden ortalığı toparlamam lazım ama adamlar gelmeden de ortalığı toparlayamıyorum!

Dert üç... Bu ev nasıl düzelecek şimdi? Bu eşyalar nasıl toparlanacak?

Çinden ucuz işçi getirmek ya da pahalı taşıma şirketi bulup yeniden taşınarak evi onlara yerleştirtmek gibi fikirlerim var. Tanıdığınız bir köle taciri var mı?

Dert dört... Bu mobilyalar nasıl tekrar adam edilecek?

Bu konuda da yaratıcı fikirlerim var. Eğer uygulamak için gereken enerjiyi bulabilirsem, ileriki günlerde bloguma yazacak yeni cici yazılarım olacak.

Dert beş... Elektrik, su, doğal gaz, telefon, vs. taşınmaları

İşte bu kısımdan gerçekten nefret ediyorum.

Neyse yarım saat oldu gibi. Ben evdeki açılmayı bekleyen deliklerin ilk turuyla ilgileneyim.

Aksiyonsuz olmazdı değil mi? İlla bir şeyler çıkacak.


Dip Not: Banyonun lavabosu ve küvetten su artık kıvrıla kıvrıla akıyor ama yerdeki gider hala oralı değil. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder